Yaşamı


ERZİNCAN Çayırlı ilçesi yakınlarında adı Başköy olan eski bir yerleşim yeri vardır.Başköy Erzincan´a 145, Çayırlı ilçesine yaklaşık 25 km. mesafededir ve ilçenin kuzeyine düşer.Eskiden Bayburt / Gümüşhane kısmen buradan geçen yol üzerinden sağlanıyordu.Erzincan’ın kuzeyindeki sarp Keşiş Dağları üzerinden ulaşılmak istendiğinde Erzincan´a uzakliği 45 km civarına inmektedir.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarından sonra uzun bir dönem Çayırlı´ya bağlı bir Nahiye olan Başköy, ulaşım elverişsizliği, tarım ve hayvancılığın son yıllarda önemini yitirmesi sonucu hane sayısı küçülerek 15 haneli küçük bir köy durumuna gelmiştir. Dağları çıplak, etekleri sulak olan bu engebeli ve şirin coğrafyanın günümüzdeki en önemli özelliği köyün girişindeki küçük ve yeni Türbedir.

Başköylü Hasan Efendi´nin Türbesi olarak anılan bu mabet, özellikle yazın hergün üzerinde kurbanlarin kesildiği, dileklerin tutulduğu, bir birlerini hiç tanımayan insanların kaynaşmasına vesile olan bir ziyaretgahtır. Genellikle koçlarin kurban edildiği , lokmaların dağıtıldığı, niyaz ve dileklerin edildiği türbe köyün girişindeki mezarlığın sol tarafinda küçük bir tepe üzerindedir.

Hasan efendi olarak bilinen bu zat Erzincan ve çevresindeki Alevilerin Dede geleneğinden gelmektedir.Bu coğrafyanın Dede´lerinin hepsinden daha tanınmış, saygınlığı, güvenirliliği ve otoritesi bu coğrafyanin ötesine taşmıştır. Bu yüzden de Başköy denince ilk akla gelen Hasan Efendi olmuştur.

Hasan Efendi 01 Temmuz 1973 tarihinde Hakka yürüdü. Doğumu Hicri 1312, Miladi 1894 / 95 yıllarıdır. Hakka yürüdüğü tarihde yaşının 80 civarında olduğu görülüyor. Uzun saçlari ve sakalı vardi. Saçlari örülü ve başına taktığı Fes´e benzeyen baslığın altında toplanıyordu. Uzun boyu ve davudi bir sesi vardi. Uzun yıllar kendi deyimi ile HALKI AYDINLATMAK ve İKRARINI HATIRLATMAK için yörede ki tüm köy ve kasabaları dolasmıştır. Kendisine güvenen ve inanan insanların ona verdiği para, eşya, giysi gibi sadakalari hemen yanıbaşında yoksul insanlara dağıtırdı.

Hasan Efendinin aldığı sadakaları yöre Dede´lerinin genellikle yaptıklarından farklı olarak yanındaki yaşlı, yoksul ve yardıma muhtaçlara dağıtması onu çok saygın bir konuma getirir. Bir çok Dede bu uygulamadan rahatsız olur ve ona cephe alır. Ancak ilk başlarda bu konuda yanlız olmasına rağmen kendini tüm halk kesimlerine kabul ettirir.Başlangıçda karsı çıkan Dede´lerde süreç içinde pratiğine katılmamakla birlikte ona saygı duymaya başlarlar.Hatta yöredeki Sünni Hanefi inancına mensup insanlar üzerinde bile müthiş bir saygınlık kazanır. Zamanla hiç bir kimse açıktan kendisine cephe alamaz duruma gelir.Ve saygınlığı Erzincan yöresinin çok ötesine taşarak,Tunceli´den Sivas´a, Erzurum´dan Tokat´a kadar uzanan bir alanda tanınan bir Dede olarak toplumda ki yerini alır.